İktidarı hedefleyen bir parti kendisini sabote eder mi ?..
Antalya’da 29 Mart için meydanlara çıkan partilerin yaptıklarına bakınca bu soruya çok rahat ‘evet’ demek mümkün…
Seçimin 3 büyük partisinde de belediye başkan adaylarının belirlenmesiyle birlikte başlayan ‘yanlışlar silsilesi’ belediye ve il genel meclisi listelerinde doruğa ulaştı…
Solun kalesi CHP’de ‘sağ’ tandanslı, sağın tescilli partisi MHP’de ‘sol’ tandanslı isimler…
Düne kadar birbirlerini düşman ilan edenler, bugün aynı çatı altında oy avcılığında…
Vatandaş da sağını solunu şaşırdı…
Ne idealler kaldı, ne yıllardır süregelen idealist söylemler…
Yıllarca inandıkları idealler peşinde koşan, kanlarını hatta canlarını vermelerine rağmen partilerinden vazgeçmeyenler ise bir bir dışlandı, kenara itiliverdi…
Bunun adı ihanet değil de ne ?..
Bunun adı kendi kendini sabote etmek değil de ne ?..
Dün seçimi kazanmak adına yapılan yanlışları çok iyi özetleyen bir mail aldım. ‘Antalyalı Ülkücüler’ imzalı bu mail, düşündüklerimle örtüştüğü için aynen aktarıyorum. İlgililerinin dikkatine…
“29 Mart’ta yapılacak mahalli idareler seçimi ile ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin üzerinden oynanılmaya çalışılan oyunlar hakkında Antalya kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki hususları dikkatinize sunuyoruz.
1 – Belediye başkan adayları:
Yakasına adayı olduğu MHP’nin rozetini bile takmaktan çekinen eski DYP millet vekili,
Aynı şekilde, MHP’li olduğunu ifade etmekten çekinen, Menderes Türel’e en küçük bir söz söylemeyen, onu eleştirmeyen AKP’li meclis üyesi,
Konyaaltı’nda mensupları her partide siyaset yapan MHP’den ne sebeple aday gösterildiğini hiç kimsenin anlamadığı, Muhittin Böcek ve Abdurrahman Yılmaz’ı hiçbir şekilde zorlama ihtimali olmayan bir bayan aday,
Döşemealtı’nda bütün Antalya kamuoyunca ne olduğu konusunda hiç kimsenin tereddüt etmediği, adı koyun tüccarına çıkmış Anavatan partisi eski milletvekili bir aday,
Aksu’da AKP’den seçilip CHP’ye geçen, orada da durmayıp MHP’ye transfer olan, kendi bölgesinden çok Konyaaltı’nda icrai sanat eden bir aday,
Kepez’de aday etmek niyetinde olmadıkları halde “bu kadar siyaset gezgini bize yeter, bir tane de MHP’li olsun” diyerek koydukları Mehmet Başkan,
2 – Meclis üyesi adayları:
Anadoluda bir söz vardır. “Şeyhleri müritleri uçurur” derler. Mehmet başkan hariç yukarıda sayılan adaylara en uygun, ülkücülükle, MHP ile onun misyonu ve değerleri ile alakasız çeşitli partilerde aday olmuş, teşkilatlarda görev yapmış, hedef olarak seçildikten sonra AKP’nin Büyükşehir meclisinde olası bir çoğunluğu kaybetme ihtimaline karşı transfer edilmesi düşünülen, Menderes Türel tarafından bizzat MHP’ye aday olmaları için gönderilen siyasi anlamda omurgasız kişiler…
3 – Sonuçta, yukarıda sergilenen tablo hiçbir ülkücünün vicdanında kabul görmeyecek hadiselerdir. Oynanmak istenen bu oyunu bozmak, sadece Allah’ın huzurunda eğilmeyi kendisine hedef edinmiş ve satılık olmayan ülkücülerin görevidir. Ülkücülük, kendisine rağmen öne sürülen “oldu bitti” tezgahına sessiz ve çaresiz teslim olmak değil, tüm bu hadiselerin sebep ve sonuçları üzerinde tefekkür ederek, bunun bir daha tekrarına hiçbir kimsenin cesaret edemeyeceği bir ders vermektir.
Bu anlayışta hareket etmek şehidi, gazisi, mağduru ve ideolojik derinliği olan hareketimizin mensuplarının yeni kızıl elması olmak mecburiyetindedir. Antalya’da oynanmak istenen bu oyunu bozmak birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmek, mensubu olmaktan her zaman şeref duyduğumuz partimizi, layık olduğu yerlere “lekesiz ve tertemiz” taşımak bizim için dün olduğu gibi bu günde asli düşünce ve görevimizdir. Bu düşüncenin gereği seçim öncesinde ve sonrasında muhakkak yerine getirilecektir.
Saygılarımızla…
Yunus Erdoğan
Antalya'da Ülkücü Hareket 
selamün aleyküm arkadaşım nasılsın beni hatırlamışsındır umarım ankara ordanat ana depo komutanlığı forkliftçi bursalı tahir nasılsın iyimisin gazeteciliğe devam galiba nerede ikamet ediyorsun bir ara yazarsan sevinirim.